• RSS

25 Haziran 2010 Cuma

Günah Çıkartma...

İletişimsizlik kötü. İnsanın karşısındakine derdini anlatamaması, anlattığını düşündüğü anda; tam o anda karşısındakinin anlamadığını fark etmesi eziyet verici bir şey. Tekrar aynı cümleleri kurmak, aralarına daha fazla ayrıntı eklemek yorucu, karşısındakini senin yerine koymasını sağlamak zor. Kelime seçimleri o kadar önemli ki... Bir anda bütün her şeyi değiştirebiliyor. Ya bütün dünyan tepetaklak oluyor ya da dünyanın en mutlu insanı hissettirebiliyor o seçilen tek doğru kelime. 

Düşünüp, söyleyeceğin cümlelerin, sözcüklerin ve vurguların ağırlığını tartmak gerekiyor ama nedense kırıldığımız, üzüldüğümüz zaman sanırım kantarın topuzunun ayarı bozuluyor. Bozulunca da sonuç ortada.. Mutlu olmanız gerekirken aslında olduğunuzdan daha da üzgün olabiliyorsunuz. Bu sefer olayı düşünmektense dediğiniz şeyi düşünmeye başlıyorsunuz. Ya onu demeseydim ne olurdu?.. Gerizekalı, bunu söylemeden önce düşünecektin... Aslında içimin rahat olması lazım, içimden geçeni söyledim, ne düşündüğümü de ama neden hala sert konuştuğumu anlayamıyorum. Tamam, ufak bir yanlış anlaşılma olmuş ama bu kadar fevri davranmamın ne gereği vardı??? Ben de alttan alsaydım n'olurdu sanki? Bir işim ters gitmeye görsün zaten... Sanki Murphy kanunları peşimde... Olumsuzluklar zinciri yağlanıp dönmeye başlıyor ve gerisi çorap söküğü gibi devam ediyor. Sanırım bişeyleri düzeltmeye çalıştığımızda elimize yüzümüze bulaştırmam bundan olsa gerek. Her yerime bulaştırdığım zaman da en sevdiğim insanı, insanları kırıyorum. Üzgünüm bunlar için..

Fakat.... Biraz önce bir şey oldu, sanki gökten zeplinle vahiy indi.. Ben ne kadar uğraşırsam uğraşayım, karşımdaki beni yanlış anlamak istiyorsa benim çok fazla yapabilecek bir şeyim yokmuş.. Keşke bunu değiştirebilseydim. O algıların frekansını kendiminkilerine ayarlayabilsem, ya da tam tersi.. Uzun zamandır yapmış olduğum empatiden yoruldum, beynim ve ruhum çok yoruldu, artık karşımdakilerin beni anlamasını istiyorum. Bir bakışımdan anlasın, okusun içimden geçenleri.. Cümle kurmak istemiyorum... Elimden gelenlerin kısıtlı olduğunu, kelimelerin içimdekileri anlatmak için az olduğunu keşke bi şekilde anlatabilsem.. Ama yok, o uygun kelimeleri bulamıyorum.. Hala aynı şeyi yapıyorum, kendimi karşımdakine göre ayarlıyorum... Buna o kadar çok alışmışım ki vazgeçemiyorum... Uyuyup uyanınca bir gecede kurtulabilsem keşke tüm kırgınlıklarımdan... Ama ben ne kadar kurtulmak istesem de bu kırgınlklardan, hem canımı acıtacak, yüzümdeki gülümsemeyi biraz buruk kılacak olan da o kırgınlıklar olacak... Offf, gene açmışım müziğin sesini. İçimdeki saçma sapan düşünceleri duymamak için son ses müzik dinlemek zorunda kalmışım gene.. Başım ağrımış gene...

Şu keşkelerimin sonu gelmez ama tüm keşkelerimi listeleyecek olursam sanırım bir numarada, onca tartışmadan sonra sevdiğimle tekrardan birlikte uyusak, yatağa küs girmesek, bana sıcacık sarılsa keşkesi olur... Çok şey mi istiyorum?..

0 Duygu ve Düşünce:

Yorum Gönder